çırparak

çırparak
flapping (prep.)

Turkish-English dictionary. 2013.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • çalkalamak — i 1) Sulu bir şeyi sarsarak veya çırparak karıştırmak Fincanını çalkalayıp çalkalayıp diker, dibinde hiç telve bırakmamacasına! A. İlhan 2) nsz İçinde bir şey bulunan bir nesneyi sarsarak sallamak Kahvelerde zar çalkalayan avuçlar görüyorum. Y. Z …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tempo tutmak — el çırparak veya el ve ayaklarını bir yere vurarak bir müziğe eşlik etmek, vuruş tutmak Sonra kafasındaki bir şarkıya parmaklarıyla candan tempo tutmaya başladı. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alkış tutmak — 1) topluca el çırparak yüksek sesle yaşa, var ol vb. sözler söyleyerek birini alkışlamak 2) taraftar olmak, belli bir görüşten yana olmak Batıla alkış tutanların karşısına geçip hata eylediğimi yeni yeni öğrenmiş bulunuyorum. S. Ayverdi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • el çırpmak — 1) alkışlamak, tempo tutmak Bir köylü oturduğu yerde cura çalıyor, birkaç delikanlı etrafında el çırparak ayak vurarak türkü söylüyorlardı. R. N. Güntekin 2) birini çağırmak için ellerini birbirine vurmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”